Bu Blogda Ara

Sayfalar

9 Ocak 2011 Pazar

İlim Tahsili


Köyün birinden bir genç ilim tahsil etmeye gitmiş. Tahsil hayatı bir hayli uzun sürmüş, öğrenim hayatını başarı ile bitirmiş. Köyüme dönüp cahil halkı aydınlatayım diye düşünmüş. Tahsil hayatı boyunca köyden köy yaşantısından bir hayli uzak kalmış.

Köyünde bir saygı bir hürmet herkesten olağanüstü bir ilgi görmektedir. Fakat hoşuna gitmeyen bir şeyler vardır. Ana babasının yaşantısını, yediklerini giydiklerini beğenmemektedir. Bir gün babasına;

“Baba şu üstünüze başınıza biraz baksanız şöyle daha gösterişli bir şeyler giyseniz. Gelen gidene mahcup oluyorum.” Der

Babası;

“Bende seninle bunu konuşmak istiyordum oğlum.” der. “Geldin geleli bizi hor görürsün aşağı görürsün. Bak evladım bende iyi giyinmesini bilirim ama seni okutmak için neyim varsa sattım. Seni şehirlerde okuttum, sırf ananla benim gibi köy hayatıyla uğraşma, bizim gibi rezil olama fukaralık çekme diye. İlim öğrenmişsin ama ilimle amel etmemişsin, ilim erbabı olamamışsın. Eğer ilim sahibi olsaydın kabuğundan çıkan civcivin kabuğunu beğenmediği gibi davranmazdın. Ananda bende sırf sen adam ol diye yemedik, içmedik hep seni düşündük elimizde avucumuzda neyimiz varsa sana gönderdik ama gördüm ki bir şeyler öğrenmekle adam olunmuyormuş.” Der.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder