Bu Blogda Ara

Sayfalar

6 Aralık 2010 Pazartesi


 GELİNCİĞİN YARARLARI:

Kır çiçeklerinin en güzeli hiç şüphesiz gelinciktir. İlkbahar da açan ilk kır çiçeklerinden sonra, ülkemizde nisan temmuz ayları arasında gelincikler kıpkırmızı açarak yaylaları ve ekin tarlalarını kaplar. Şehirlerde doğup büyüyen yaşayan insanlar şimdi gelinciği tanımıyor bile. Binaların arasında asfaltta ot bitmiyor ki gelincik bitsin ve büyüsün. Gelincikte kahretti herhalde bizlere. Biz ne kadar betona meraklı isek, gelincikte  o kadar doğallığa meraklı.

Gelinciğin açması tabiatın bizlere gülen yüzünü göstermesidir. Tabiat bize gülen yüzünü sergilerken bizler aynı şeyi yapmıyoruz birbirimize. Gülmeyi hatırlamak için tabiatın gülen yüzünden derleyip toplamalıyız. Gelinciği toplamalıyız ki şifa bulmalıyız.

Gelinciğin faydalarını bilmeyen bir nesiliz. Bunları bilenleri ve uygulayanları da şifacı, ilaçları da koca karı ilacı diye hor görüyoruz. Fakat gelinciğin, sinirleri yatıştı­rıcı, kuru öksürüklerde öksürüğü yumuşatıcı; daha da önemlisi, uyku getirici, rahatlık verici özelliği olduğunu bilmiyoruz. Nefes darlığı, astım, bronşit ve göğüs nezlesinde rahatlık sağlar. Kan tükürme ve kan kusmayı keser. Yanıkları iyileştirir. Yılancık hastalığına da faydalıdır.

   Gelinciğin toplanması dikkatli işçilik gerektirir. Gelinciğin taçyapraklarını buruşturmadan toplayacaksınız. Çiçek yaprakları buruşunca ve hırpalanınca, çiçeğin asıl özellikleri deforme oluyor. Sadece toplarken dikkatli olunması da yeterli değil. Bu işlemde yine dikkat ve ustalık gerektirir.  Kapalı bir odada rutubetsiz iyice kuru bir yerde, temiz bir bez üstünde kurutulması gerekir. Kurutulma işlemi yaprakların koyu kırmızı renk alıncaya kadar yapılması lazımdır. Gelinciğin kırmızı yaprakları kararmışsa kurutma başarısız olmuş çiçekler nem almış demektir. İçeriğinde rheadine vardır. İçerken kokusu çok hoş değildir. Tadı da çok içimli değildir biraz acıdır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder