Bu Blogda Ara

Sayfalar

5 Şubat 2011 Cumartesi

Çiy Damlası



Çiy Damlası


Sen çiy damlasısın seher vaktinde
Muştularsın sabahı gece köründe

Ben bir kırağıyım soğuktan kristalleşmiş
Bahar yoktur bende bakarsın kış gelmiş

Sen bir güneşsin aydınlık ve sıcak
Güzelliklerin hepsi sendedir ancak.

Ben çölde gece kanlığıyım aşırı soğuk
Akbabaları haber veririm boğuk boğuk

Sen atlas kumaş gibisin yumuşak ve parlak
Sararsın sevdiğini olsa da bir acemi çaylak

Ben ki eski libas gibi lime limeyim
Alıp başımı çok uzaklara gitmeliyim

Sen gelincik gibisin her şeyi zarifçe saran
Hayat sensin,gönül telini titretmesin hicran

Ben su dikeni gibiyim dere kenarında
Gören olmuş mu beni maşuk yanında

Sen bir ceylan gibisin ürkek ve çekingen
Ölürsün sevdiklerin için geçersin serden

Ben yaşlı kurt gibiyim tüyleri dökülmüş
Aldığı darbelerden dişleri bile sökülmüş

Sen bir nergis gibisin nazik ve hassas
Aşığından başkasına yapmazsın iltimas

Ben koca bir kuru kütük gibiyim içim geçmiş
Köklerimde yaşayan kurtlar bile beni terk etmiş

Sen yağmur damlasısın, bereket olursun
Herkese yüreğinde şefkatle dolusun

Ben dolu yağışı gibiyim her zaman sert ve kırıcı
Tüm ümitleri ürünleri götürüp yok edip yıkıcı

Sen bir su perisisin, nilüferler senle açar
Suyun tatlı ve berrak tuzlu denizlere akar

Ben sel suyu gibiyim umutları alıp götüren
Çamurlu suda timsah misali hayat bitiren

Sen asilsin, karşı durmazsın kimseye
Dertleri Allahtan bilir çekersin sineye

Hoca Çobaniyim vurulmuşum bir asiye
Edemedim deli divane gönlümü terbiye

    

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder