Bu Blogda Ara

Sayfalar

26 Şubat 2011 Cumartesi

Dışarıda Kar Yağıyor

Dışarıda kar yağıyor, lapa lapa yağan kar bir örtü gibi, bir battaniye gibi tabiatın üstünü örtmekte. Bir annenin çocuğuna gösterdiği şefkat gibi üşümesin diye sarıp sarmalamakta yeri ve ağaçları. Sarmalamakla kalmıyor çoğunun bakımına özen gösteren ana gibi aynı zamanda güzelleştirmekte ve kusurlarını örtmekte her tarafın.

Dışarıda kar yağıyor, müjdeler veriyor bahar adına. Bakmasını bilene ne ibretler ne güzellikler vardır dört mevsimin içinde. Doğum olayını canlanmayı anlatır bahar mevsimi, yaşamayı olgunlaşmayı sorumluluğu anlatır yaz mevsimi. İhtiyarlıktır son bahar şakaklara kır düşmesi, yanakların buruşmasıdır derinin kırışmasıdır. Hayatın sonunu anlatır kış mevsimi ölümdür, ölümü anlatır. Ama Allah ölümü anlatırken bile tekrar dirilmeyi hatırlatmak için hemen arkasından ilkbaharın geleceğini müjdeler. Mevsimlerde alınacak ne ibretler vardır görmesini, bakmasını bilene.
Dışarıda kar yağıyor, kat kat örtüyor dünyanın kirini pasını. Bu kiri pası kapatırken o kadar mı estetik olur bu kapatma. Her şeyin aslını araştıracağız diye ayıpları bir bir ortaya çıkaran biz insanlara ne büyük ibrettir. Gece karanlığının ve bembeyaz karın her kusurun üstünü örtmesi. Ben sizin günahların üstünü örterim yeter ki siz tövbe edin bembeyaz bir sayfa açın der gibidir kar yağışı.
Dışarıda kar yağıyor, gökten melekler inmekte karla beraber. Hiçbir kar tanesi bir birine benzemeyen kristallerden meydana geliyor. Hepsi altı köşeli olmasına rağmen nasıl olur da birbirine hiç benzemez. Allah ey kullarım siz benim yanımda çok değerlisiniz bakın herkese sanat eseri indiriyorum diye ders veriyor biz kullarına. Bir kitapta okumuştum; Gökten yere inen hiçbir kar tanesi bir birine değmeden indiğini ve bu kar tanelerinin her biri için görevli bir melek olduğunu onları kanatları ile yeryüzüne indirdiğini. Sanki yeryüzüne inen kar tanesi değil de korunmaya muhtaç bir bebek indiriliyor ihtimamı var bu inişte.

Dışarıda kar yağıyor, ihtimamla yağıyor bu kar hem de kat kat bir yağış. Kar ne olursun yağ, yağ ki örtülsün kusurların üstü. Belki kusurlarla beraber dertlerimizin üstü de örtülür. Örtülür ki unutulur bazı acılar ve acı verenler. Karın yağışındaki ihtimam biz insanlar arasında var mı? Elbette ki yok. Sevdiklerimize veya bizi sevenlere gösterebiliyor muyuz bu özeni, bu dikkati? Karşılığını göremediğimiz her davranış her tavır karşısında kar caddelere, sokaklara, dağlara ovalara değil de yüreğimize yağıyor.
Dışarıda kar yağıyor, yüreğime kar yağıyor. Bu kar örtü olmak için değil üşütmek için yağıyor sanki. Kusurları ayıpları örten kar bu defa sert yüzünü, soğuk ve dondurucu yüzünü sergiliyor her nedense. Dışarıda yağan kar üşütmüyor beni. Bu kez beni üşüten başka bir şey. Yağan karda güzellikler Allahın rahmetini yansıtırken, dondurucu soğuklar da ise gazabı görürüz. Ben bu gazabı bu azabı neden gördüğümü biliyorum. Ama bilmek yetmez, biz demek ki azaba talip olmuşuz. Zaten sevmek azaba talip olmak değil midir?
Dışarıda kar yağıyor, yüreğime azap yağıyor. Bazı kişiler Allahın rahmet sıfatından hiç faydalanmayıp, hiç ilham almayıp, hep gazap sıfatını mı yansıtıyor acaba? Allah kendisini sevenlere azap etmezken kulları kendini sevenlere neden azap ediyor?

Dışarıda kar yağıyor…

Yazan Hoca Çobani

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder